1. Anasayfa
  2. Haber

Altın: Ekonomik Fırtınalarda Güvenli Liman Olmaya Devam Ediyor

Ünlü ekonomist John Maynard Keynes’in bir zamanlar “barbar kalıntı” olarak tanımladığı altın, bugün artık finans dünyasında sağlam bir varlık sınıfı olarak kabul ediliyor.

Altın: Ekonomik Fırtınalarda Güvenli Liman Olmaya Devam Ediyor
0

Ünlü ekonomist John Maynard Keynes’in bir zamanlar “barbar kalıntı” olarak tanımladığı altın, bugün artık finans dünyasında sağlam bir varlık sınıfı olarak kabul ediliyor. Özellikle belirsizlik dönemlerinde yatırımcıların sığındığı güvenli liman haline gelen altın, 2025 gibi çalkantılı bir yılda bunu bir kez daha kanıtladı.

Altının Performansı: İstikrarlı ve Güçlü

Altına yatırım yapmak için fiziki külçe veya sikke alabilir ya da SPDR Gold Shares gibi altına dayalı borsa yatırım fonlarına (ETF) yönelebilirsiniz. Yıllık getirileri hisse senetleri kadar yüksek olmasa da, altın uzun vadede istikrarlı kazançlar sunuyor. Morningstar verilerine göre, son 10 yılda S&P 500 yıllık ortalama %12,8 getiri sağlarken, altın ETF’si %9,4’lük bir performans gösterdi.

Ancak işler karıştığında tablo değişiyor. 2025 yılında SPDR Gold ETF %15,3 getiri sağlarken, S&P 500 %2,6 değer kaybetti. Bu dönemde altın fonlarına olan yatırımcı ilgisi de önemli ölçüde arttı. Altının ons fiyatı Perşembe günü %1,25 yükselerek 3.057 dolara ulaştı. Uzman tahminleri, yıl sonuna kadar altının 3.200 dolara kadar çıkabileceğini öngörüyor.

Altının Yükselişi Ne Anlama Geliyor?

Altın bir emtia olduğu için fiyatında dalgalanmalar olabiliyor. Ancak ABD dolarının zayıflaması gibi faktörler, altının değer kazanmasına katkı sağlıyor. Özellikle doların 2023’te zirve yapmasının ardından bile altın fiyatlarının tırmanmaya devam etmesi dikkat çekici.

Yatırımcılar için altının psikolojik bir gücü de var. Tarih boyunca zenginliğin sembolü olan bu değerli metal, hâlâ “altın gibi sağlam” deyimiyle güvenin temsilcisi olmayı sürdürüyor. Petrol ya da kripto paralar için aynı şey pek söylenemez. Ayrıca altının arzı da sınırlı; Dünya Altın Konseyi’ne göre her yıl yalnızca %1 oranında yeni altın çıkarılıyor.

Küresel Endişeler Altını Parlatıyor

Son dönemde yatırımcıları altına yönelten pek çok küresel gelişme var. Eski Başkan Donald Trump’ın uygulamaya koyduğu yeni gümrük tarifeleri, olası enflasyon baskıları ve büyüme endişeleriyle birlikte yatırımcılarda ciddi bir huzursuzluk yaratıyor. Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimler de cabası. Tüm bu belirsizlikler nedeniyle merkez bankaları bile rezervlerine altın ekliyor.

Portföylerde Altına Yer Açmak Mantıklı

State Street Global Advisors baş altın stratejisti George Milling-Stanley’e göre, yatırım portföylerinde altına %2 ile %10 arasında stratejik bir yer ayrılması gerekiyor. Eğer piyasaların sarsıntılı bir döneminden geçiyorsanız ya da böyle bir dönemi öngörüyorsanız, bu oranı iki katına çıkarmak mantıklı olabilir.

Tarihte altın, 1987’deki Kara Pazartesi, 2001’deki dot-com çöküşü, 2008 küresel finans krizi ve 2020 pandemisinin başlangıcı gibi birçok zorlu dönemde yatırımcıların en büyük güvencesi oldu. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise altının diğer varlık sınıflarıyla düşük korelasyona sahip olması. S&P 500 ile olan korelasyonu sıfırken, tahvillerle yalnızca 0,09 seviyesinde.

Ünlü filozof Ralph Waldo Emerson’ın da dediği gibi:
“Altına duyulan arzu, altının kendisine değil, onun sağladığı özgürlük ve olanaklara duyulan arzudur.”

Kaynak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir